6-8 Ekim 2014’te DAİŞ’in Kobanê’ye düzenlediği saldırıları protesto ettiği gerekçesiyle HDP MYK üyelerinin de aralarında bulunduğu HDP eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 108 kişi yargılanıyor. Kobanê Davası’nın son duruşmasında savcı, aralarında Sırrı Süreyya Önder’in de bulunduğu 12 siyasetçi için tutuklanma talebinde bulundu. Karar duruşması 3 Temmuz’a ertelendi.
bianet’ten Tuğçe Yılmaz’ın görüşünü değerlendiren Yeşil Sol Parti İstanbul 1. Bölge adayı Sırrı Süreyya Önder, Kobanê Davası’nın “grotesk bir dava” olduğunu belirterek, görüşün seçim çalışmalarını da etkilediğini söyledi:
“Bu davayı bariz bir tarihsel bağlamda ele almak gerekiyor. Bu dava, demokratik siyaset alanında faaliyet gösteren kişilerin siyasi kanallarını kapatmak için bir fiş olarak kullanıldı. Belgenin içeriğine bakan herkes – incelemeden derinlemesine – bunun beş dakika içinde böyle olduğunu anlar.
Bir partinin karar süreçlerine katılmanız veya, bunu geçtim, bir partinin aleni yüzü olmanız, bu davayı yürütenlere kıyasla, sizin faillikle suçlanmanız için yeterli bir delildir. Bu dava, Türkiye’de iç siyasete hakim olduğu aşikar olan baskıcı rejimin tüm kırılma ve dönüm noktalarında bir araç olarak kullanılmak istenmiştir. Hızlı bir arşiv taraması yapan herkes bunu tekrar görecektir.
Son aşamada ise ilginçtir ki, Cumhurbaşkanı’nın Diyarbakır ziyaretine denk gelen bu düşmanca konuşmanın alelacele ve aceleyle okunduğunu görüyoruz. Düşmanca bir dille söylüyorum, çünkü ‘Avukatlar kaçtı’ gibi ifadeler var.
Evet, sınırlı imkanlara ve zamana rağmen bir seçim kampanyası yürütüyoruz. Üstüne üstlük savcı siz de dahil olmak üzere kişilerin bir an önce tutuklanmasını hatta yakalanmasını istiyor. Ben ne yaparım? evinize geldim Bavulumu hazırladım, mahkemenin ne karar vereceğini beklemeye başladım. Bu tür bir temsil ve sorumlulukla yola çıktığımızda bunlara da dikkat etmek gibi büyük bir sorumluluğumuz var.
Özetlemek gerekirse, meclis ve temsil hazırlık çalışmalarından cezaevi hazırlık aşamasına geçtim. Olay kabaca ve kısaca böyledir.” (KAYNAK)
